6 Haziran 2012 Çarşamba

JANE EYRE - YILLAR SONRA GELEN MUTLULUK

   YAZAR : CHARLOTTE BRONTE

ÇEVİRMEN : CEREN TAŞTAN

  


     Yayınlandığı ilk günden itibaren edebiyat dünyasına bir bomba gibi düşen Jane Eyre, çok geçmeden bütün okurların ve eleştirmenlerin gönlünde taht kurmayı başarmıştır. Kimsesi/ bir çocuk olarak baskı altında geçen yılların ardından, kendi ayaklarının üzerinde durmayı başaran özgür ruhlu genç kadın, patronunun sakin ve gizemli doğası karşısında, yüreğine daha fazla söz geçiremeyerek yenik düşer. Ama her aşkın bir bedeli vardır ve herkes kendi payına düşeni ödemek zorundadır. Charlolte Bronte'nin tartışmasız herkes tarafından başyapıt olarak nitelenen bu ölümsüz eseri tutkulu romantizmi ve büyüleyici diliyle halen bütün zamanların en büyük aşk hikâyelerinden biri olma özelliğini koruyor.
SEMERKANT

  YAZAR : AMİN MAALOUF

  ÇEVİRMEN : ESİN TALU - ÇELİKKAN

      "Titanic'te Rubaiyat! Doğu'nun çiçeği Batı'nın çiçekliğinde! Ey Hayyam! Yaşadığımız şu güzel anı görebilseydim!" Amin Maalouf, "Afrikalı Leo"dan (YKY, 1993) sonra bu kez Doğu'ya, İran'a bakıyor. Ömer Hayyam'ın Rubaiyat'ının çevresinde dönen içiçe iki öykü... 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlantik'te bit(mey)en bir serüven... Bir elyazmasının yazılışının ve yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun öyküsü..

4 Haziran 2012 Pazartesi

UÇURTMA AVCISI

YAZAR : KHALED HOSSEİNİ

Emir ve Hasan, Kabil'de monarşinin son yıllarında birlikte büyüyen iki çocuk... Aynı evde büyüyüp, aynı sütanneyi paylaşmalarına rağmen Emir'le Hasan'ın dünyaları arasında uçurumlar vardır: Emir, ünlü ve zengin bir işadamının, Hasan ise onun hizmetkârının oğludur. Üstelik Hasan, orada pek sevilmeyen bir etnik azınlığa, Hazaralara mensuptur. Çocukların birbirleriyle kesişen yaşamları ve kaderleri, çevrelerindeki dünyanın trajedisini yansıtır.

Sovyetler işgali sırasında Emir ve babası ülkeyi terk edip California'ya giderler. Emir böylece geçmişinden kaçtığını düşünür. Her şeye rağmen arkasında bıraktığı Hasan'ın hatırasından kopamaz.

Uçurtma Avcısı arkadaşlık, ihanet ve sadakatin bedeline ilişkin bir roman. Babalar ve oğullar, babaların oğullarına etkileri, sevgileri, fedakârlıkları ve yalanları... Daha önce hiçbir romanda anlatılmamış bir tarihin perde arkasını yansıtan Uçurtma Avcısı, zengin bir kültüre ve güzelliğe sahip toprakların yok edilişini aşama aşama gözler önüne seriyor.

Uçurtma Avcısı'nda anlatılan olağanüstü bir dostluk. Bir insanın diğerini ne kadar sevebileceğinin su gibi akıp giden öyküsü...


ALAYCI KUŞ - AÇLIK OYUNLARI 3

YAZAR : SUZANNE COLLİNS

    Bütün engellere rağmen, Katniss Everdeen Açlık Oyunları'ndan iki kez sağ çıkmıştır. Ama şimdi kanlı arenadan sağ çıkmayı başardığı halde hâlâ güvende değildir. Capitol kızgındır. Capitol rövanş istemektedir. Uğradıkları bozgunun bedelini ödetmek istedikleri kişi kimdir? Katniss. Daha da beteri, Başkan Snow başka hiç kimsenin de güvende olmadığını açıkça belirtmiştir. Ne Katniss'in ailesi, ne arkadaşları, ne de 12. Mıntıka halkı. Suzanne Collins'in gerilim romanı Açlık Oyunları üçlemesinin bu güçlü ve heyecan verici finali yılın en çok sözü edilen kitabı olmayı vaat ediyor.

   "En heyecanlı yerinde kesilen mükemmel kitap okurları üçüncü cilt için feryat ederken bırakacak."
- Kirkus reviews

   "Edward'ı ya da Jacob'u unutun... okurlar taraf tutacak: Peeta mı, yoksa Gale mi?"
- Publishers Weekly

 "Katniss ustalıkla öldürürken, Collins vurucu yeteneğiyle yazıyor."
- Time dergisi

  "Kusursuz ilerleme hızı ve heyecan verici bir dünyanın inşa edilmesi."
- Booklist

   "Ardında yeterince yanıtlanmamış soru bırakarak okurları kıvrandırıp ümitsizce bir sonraki bölümü beklemelerini sağlıyor."
- School Library Journal
 
ATEŞİ YAKALAMAK - AÇLIK OYUNLARI 2

YAZAR : SUZANNE COLLİNS

ÇEVİRMEN : SEVİNÇ TEZCAN YANAR

Capitol mutsuz, huzursuzluk artıyor. Ateşle dans eden kız bir kıvılcım yaktı, yerin altından yükselen isyan şimdi patlama noktasında!

Kıvılcımlar parlıyor, alevler yayılıyor ve capitol intikam istiyor.

Suzanne Collins'in çok satan açlık oyunlarının ikinci kitabı Ateşi Yakalamak 5 Eylül'de çıkıyor.

"Açlık Oyunları Serisi, insanı meraktan çatlatan, gerilim dolu, müthiş akıcı ve inanılmaz sarsıcı! Elimden bir türlü bırakamadım. Bağımlısı oldum!"
-Stephen King-

Sabırsızlıkla çıkmasını beklediğim fenomen kitap Açlık Oyunları'nın devamı olan Ateşi Yakalamak kitabını erkenden okuma fırsatı buldum.. Benim yüksek beklentilerimi haklı çıkartmakla kalmamakla birlikte bunun çok üstüne çıktı. Bu kitap Açlık Oyunları kadar heyecanlı fakat daha bir yürek burkucu çünkü zaten karakterleri tanıyorsunuz, zaten onlarla birlikte zorluklara göğüs germiştiniz. Suzanne hikayenin gerçekleştiği yerleri ummadığım yerlere taşımış ve o bu çok zor yerleri seçmekten hiç çekinmemiş. Olağanüstü. Bu kitabı okurken uykunuzu erteleyeceksiniz. Çıktığı andan itibaren listeleri altüst edecek. Tavsiyem o sabah için hazırlanın ve takviminizi ona göre ayarlayın.
-Stephenie Meyer-

"Zekice kurgulanmış ve çok akıcı bir kitap! Büyüleyici."
-John Green-

"Bilimkurgu, heyecan, gerilim ve aşkın muhteşem bir karışımı."
-USA Today-

"Nefes Kesiyor"
-Publisher Weekly-

"Aksiyon, Entrika, Aşk. Kesinlikle mükemmel."
-Kirkus Reviews-
AÇLIK OYUNLARI

YAZAR: SUZANNE COLLİNS

'Bu kitaba o kadar bağımlı kaldım ki, yemeğe çıktığımda bile kitabı yanımda taşıdım ve masanın altında okumaya devam ettim. Hikayesi beni birçok gece uykusuz bıraktı çünkü bitirdiğimde bile, yatakta bu kitabı düşünmeye devam ettim. Açlık Oyunları kesinlikle büyüleyici.'
—Stephenie Meyer

'Elimden bir türlü bırakamadım… Bağımlısı oldum.'
—Stephen King

KAZANMAK ÜN VE TALİH, KAYBETMEK İSE KESİN ÖLÜM ANLAMINA GELİR. BU OYUNUN GALİBİNİN KARNI DOYACAK KAYBEDEN İSE ÖLÜMLE TANIŞACAK… AÇLIK OYUNLARI BAŞLASIN..

İddia ediyoruz Açlık Oyunları'nın bağımlısı olacaksınız ve bir sonraki kitabı sabırsızlıkla bekleyeceksiniz…

23 Mayıs 2012 Çarşamba

Hayvan Çiftliği
    
     Yazar : George Orwell
     Çevirmen . Celal Üster

       İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bindokuzyüzseksendört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmis ikinci ünlü yapıtıdır. 1940'lardaki 'reel sosyalizm'in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında 'yergi' türünün başyapıtlarından biridir.

       Hayvan Çiftliği'nin kişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktadır. Aralarında en akıllı olanlar domuzlar; kısa sürede önder bir takım oluştururlar, devrimi de onlar yolundan saptırırlar. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin'i simgelediği açıkça görülecektir. Öbür kişiler bire bir belli olmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir. Romanın alt başlığı Bir Peri Masalı'dır. Küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değildir; ama roman, bir masal anlatımıyla yazılmıştır.

Arkadaşlık, Dostluk, Aşk

ateşböceği yolu
Yazar : Kristin Hannah
Çevirmen : Elif Tozlu

    "Bu muhteşem romanın sayfalarını çok hızlı geçmek istemeyeceksiniz. Kapıyı kilitleyin, telefonunuzu kapatın, ve yanınıza bir paket mendil alıp koltuğunuza yerleşin. (Sonra uyarmadı demeyin.) Kristin Hannah'dan başka hiç kimse kadınların dostluğunu tüm acısı, tatlısıyla bu kadar güzel yazamazdı.   Harika bir yazar."
Susan Elizabeth Phillips

    "Ateşböceği Yolu'nda Kristin Hannah sevgi ve sadakat üzerine keskin ve unutulmaz bir roman yazmıştır."
Jacquelyn Mitchard

    "Kristin Hannah 70 ve 80'lerin heyecanını ve enerjisini ortaya sermektedir ve bunu öyle bir derin seviyede yapmaktadır ki okuyucuları iki kadın arasındaki dostluğun tam kalbine taşıyor.
Ateşböceği Yolu bir şaheser."
Elin Hilderbrand

    "Hayatımızdaki en önemli şeylerden biri olan ebedi dostluk üzerine dokunaklı, enfes bir roman."
Elizabeth Buchan

    "Ateşböceği Yolu okumayı neden sevdiğimizi bize bir kez daha hatırlatıyor."
Patricia Gaffney

15 Mayıs 2012 Salı


Leyla

    Yazar: ALEXANDRA CAVELİUS
    Çevirmen: FİRUZAN GÜRBÜZ


BOSNALI BİR KIZIN YÜREĞİNİZİ BURKACAK VE TÜYLERİNİZİ ÜRPERTECEK GERÇEK HAYAT ÖYKÜSÜ
Bosnalı Leyla büyük bir kâbusu atlatmıştı: Bosna'daki toplama kampında geçirdiği iki yılı. Binlerce kadının travma geçirmesine neden olan savaşın karanlık ve baskıcı yüzünü anlatan bir kadın... Onun isyankâr öyküsü ve acıyla dolu dokunaklı kaderi...
"Bu kitabın kapağını açmadan önce, cehenneme açılan bir kapının eşiğinde olduğunuzu bilmelisiniz. İnsan denilen yaratığın bütün kötülüklerini sergiye çıkarttığı bir coğrafyaya, Balkanlara adım atacaksınız… Kadınların beden ve ruhlarının nasıl lime lime edildiğini okurken "insan uygarlığı" denilen barbarlıktan kaçıp, en vahşi hayvanların şefkatli uygarlığına sığınmak isteyeceksiniz."
-Sydsvenska Dagbladet.

Bu kadar acı ve yürek burkucu bir kitap okumadım. Ağlayarak elimden bıraktığım kitaba her seferinde geri döndüm. Korkunç bir öyküydü. Bir zamanlar basın organlarında Yugoslavya'nın adıyla birlikte duyduğum 'etnik temizlik', 'toplama kampı', 'toplu tecavüz' gibi sözcüklerin ne anlattığını bu kitapla anladım.
-Allt om Böcker

Balkanlarda neler olup bittiğini anlatan sarsıcı bir kitap. Leyla kendisinin ve başka kadınların yaşadıkları cehennemi haykırıyor... Bu kitabı sonuna kadar okuyup bitirmeden duramıyorsunuz.
                                                        -Svenska Dagbladet

Eğer yetkim olsa her okula insanlık dersi diye bir ders koyar ve bu kitabı herkesin okumasını zorunlu kılardım.
-Dagens Nyheter

SÜRÜKLEYİCİ BİR KİTAP


Issız Erkekler Korosu

 CANAN TAN


Âdemoğlu Pansiyon'da bir fasıl gecesi... Müşterilerin hepsi erkek! Ezilen, horlanan, acı çeken, ağlayan, üşüyen, hatta dayak yiyen erkekler onlar. Her birinin ayrı bir hikâyesi, o hikâyenin içine nakşolmuş ayrı bir şarkısı var.Ve tanıdık birkaç yüz... Piraye'nin Haşim'i, Yüreğim Seni Çok Sevdi'nin Murat'ı ve eskilerin Eylemci'si Vedat da orada. Issız erkeklerden oluşan muhteşem koro eşliğinde şarkılarını söylüyorlar. "Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır!" sözü verenler... "Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın," diye sitem edenler... "Şimdi uzaklardasın," diyerek hiç dönmeyecek sevgililerine seslenenler...

Onların hikâyelerini paylaşırken, şarkılarında da kendinizi bulacaksınız...

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Şahane Hatalar
     (HEATHER MCELHATTON)

     KADER DİYE BİR ŞEY VARDIR VE SİZİN SEÇİMLERİNİZLE DEĞİŞİR KENDİ MACERANI KENDİN YARAT! TEK BAŞLANGIÇ YÜZLERCE FARKLI SON! Bu kitabı okumaya normal bir kitap gibi birinci sayfadan başlayın. İlk bölümün sonunda, önünüze bir yol ayrımı çıkacak. Kararınızı verin ve ilgili bölüme gidin. Her bölümün sonunda seçimlerinizle kaderinizi kontrol etmeye devam edeceksiniz.Kitabı okurken bazen hiç beklemediğiniz bir yere ulaşacak, bazen de kendinizi daha önce olduğunuz yerde bulacaksınız. Hayatın size neler hazırladığını asla bilemezsiniz. Ama şunu biliyorsunuz, iyilikler her zaman ödüllendirilmiyor ve bazen hatalı kararlar, şahane olayların başlangıcı olabiliyor. Her yolculuğun sonunda başa dönüp tekrar başlayın, unutmayın, herkes ikinci bir şansı hak eder. Yüzlerce farklı hayat sizi bekliyor. İyi şanslar. Elinizdeki romanın kahramanı sizsiniz! Bu şahane roman size yepyeni dünyalar sunuyor: Siz okudukça dönen, şoklar ve mucizelerle dolu dünyalar! Köşkün biricik efendisi mi olacaksınız, nehir kenarında yaşayan bir evsiz mi? Hayatınızın aşkıyla sonsuza dek mutlu ve sakin bir hayatınız mı olsun, yoksa zirvede tek başına bir bilim insanı olarak mı öleceksiniz? Japonya'da Zen rahibinin yanında mı bitecek öykünüz, New York'da bir karavanda mı? Kader mi hayatımızı yönlendiriyor yoksa yaptığımız tercihler mi? Gerçek hayatta geçmişinizi değiştiremezsiniz ama Şahane Hatalar'da imkansız diye bir şey yok! Yine de küçük bir uyarı, seçimlerinizi dikkatli yapın. Tıpkı hayatın kendisi gibi, ne zaman ne olacağını asla tahmin edemeyeceğiniz, dopdolu bir kitap. Forbes Uyuşturucu, tecavüz, patlama, sevgi, aşk, huzur. Duygulu anlatım, kapkara mizah.

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Yeni Kitaplar

Aşka Veda
         (Can DÜNDAR)

"Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem," diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir  karanlık olan 70'lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: "Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun...""Şimdi bakıyorum da, umursamaz kalabalıklarda metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim..."
Aşka Veda, Can Dündar'ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; "kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri," anlatıyor.
Siyasetten ve popüler kültürden kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. "Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş" nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor.
Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor.
Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda'da.
Ve olası bir sevda kuraklığı tehlikesine karşı, okurları uyarıyor...