Aşka Veda
(Can DÜNDAR)
"Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem," diyor Can Dündar, zindana
dönüşen, koyu bir karanlık olan 70'lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: "Ama
aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum
yanları saklıydı insanoğlunun...""Şimdi bakıyorum da, umursamaz kalabalıklarda
metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim..."
Aşka Veda, Can Dündar'ın aşka dair
yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi,
yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; "kâh içten içe kabaran kâh gürül
gürül çağlayan o deli nehri," anlatıyor.
Siyasetten ve popüler kültürden
kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. "Söylenmemiş o iki
sözcük yüzünden heba olup gitmiş" nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu
mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri
sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma
el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını
sergiliyor.
Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız
sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere
geçişin izini sürüyor.
Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal
dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda'da.
Ve olası bir sevda
kuraklığı tehlikesine karşı, okurları uyarıyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder